Belli bir fizyolojik fonksiyona ait veriler bir kişiye görsel, işitsel veya herhangi bir uyarıcı sinyal ile aktarıldığında vücuttan buna tepki olarak çıkan yanıtların, bir süre sonra kişinin bilgilenmesi sonucu giderek denetlenebilmesi olayına biofeedback denir. Bir başka deyişle insanın dış uyarılara karşı kendi kendini düzenleyebilme becerisidir.
Feedback, geri itilim veya geri beslenme anlamına gelir. İnsan organizmasında fizyolojik olayların çoğu birbirini takip eden zincirleme reaksiyon biçiminde kendini gösterir. İnsan vücudunda tansiyonun düşmesi halinde tansiyona hassas reseptörler uyarılır, kan şekeri yükseldiğinde ise tepki olarak insülin salınır. Bir müddet sonra denge kurulur ve ardı sıra bu düzen devam eder. Vücudun bu fizyolojik durumlarında verdiği özgün cevabın bozulduğu şartlarda durumu düzenlemek amaçlı cihazlar geliştirilmiştir. İlk defa 1940larda Basmajian tarafından EMG biofeedback kullanılmıştır.
Bir kişinin bir kasındaki istemsiz ve aşırı faaliyetin varlığı, belirli şiddette hatta rahatsız edecek düzeydeki ses, ışık sinyalleri ile yansıtılıyorsa bundan kurtulmak için, yani bu sinyalleri susturmak için o kişinin gevşemesi gerekeceği öğretilir. Böylece kişi kendi vücudunu tanıyacak, kendi kendine öğrenerek gevşemeyi becerecektir.
EMG biofeedback cihazların temel çalışma prensipleri:
• Işık veya ses cevaplarına dönüşürken bir yandan da veriler teybe veya özel kağıtlara kaydedilir.
• Özel seviye dedektörleri ile elde edilen sonuçların hassasiyeti arttırılır.
• Hedef öncelikle belirlenmelidir.
Kasılmanın giderek arttırılması isteniyorsa başlangıçta birbirinden uzak yerleştirilen elektrotlar ile bir taraftan elektriksel uyarı verilirken diğer taraftan hastanın da bu olaya katılması talep edilir.
• Hedeflenen kasılma veya bunun sonucu beklenen hareket başarıldığında görsel veya işitsel bir sinyal alınır. Bu sinyallerin değişimleri bir gösterge ile izlenir ve bu sinyali arttırmak için yapılan gayret giderek hastayı amacına daha da yaklaştırır.
• Kas gevşemesi isteniyorsa tam tersi uygulanır.
• Elektrotların doğru yerleştirilmesi önemlidir.
• Genellikle 30dak seanslar halinde uygulanan tedavi yöntemine hedefe ulaşana kadar devam edilir.
• Ortalama 10 seanslık uygulamalar yapılır.
• Hastanın iyileşme arzusu ve elde edilen sonuçların monitörize sistemler aracılığıyla izlenmesi tedavinin başarısını arttırır.
Biofeedback'in Kullanıldığı Alanlar
• Serebral palsi
• Multipl skleroz
• Ortopedik rehabilitasyon
• Periferik sinir yaralanmaları
• Distoni ve diskinezi
• Amputasyonlu hastalarda
• Felçli hastaların rehabilitasyonu
• Kronik ağrı ve gerilim tipi başağrıları kullanımı
• İdrar,dışkı inkontinansları
• Raynaud hastalığı
• Psikoterapi
Biofeedback Tipleri
EMG Biofeedback: Kastan çıkan miyoelektrik sinyalleri görsel veya işitsel sinyallere dönüştürerek kasların eğitimini sağlayan bir yöntemdir.
Pozisyonel Biofeedback: Bu teknik hareketin, koordinasyon ve zamanlamasını başka bir deyişle hareketin regülasyonunu sağlamak amacı güder.
- El hareketlerinin kontrolü
Isı Biofeedback: El, ayak parmaklarında ısı değişimlerinin, çeşitli organik uyarıların yansıması olduğunun tespit edilmesiyle önemi anlaşılmıştır. Vücuttaki lokal bir bölgedeki ısının monitörize edilmesiyle başlayan ilk biofeedback aşaması vasküler akımı kontrol etmeyi hedefler.
Respiratuvar Biofeedback: Astım, yüksek seviyeli spinal kord yaralanmalarında solunumun elektronik olarak monitörize edilmesi ilkesine dayanır.
Kaynağa ulaşmak için tıklayın.
0 Yorumlar